25 Temmuz 2008 Cuma

"Antreman yorulmaya başladığında başlar"

"Beyaz Gölge"yi hatırlıyor musunuz? Belki Türkiye'de basketbolun çığır atlamasını sağlayan dizi odur. Benim çocukluğumda önce "Beyaz Gölge" izlenir sonra da çıkıp basket oynanırdı.
Orada Coolidge vardı, hatırlarmısınız nasıl "koşardı" antremanda.. Ayakları terden kalkmadan acayip ağır bir şekilde. 2 dk sonra da yorulduk diye bağırırdı. Koç ise hiç yılmadan koş derdi ona, koş...
Belki spor yapan, ama ciddi takımda oynayan arkadaşlar beni daha kolay anlayabilir, koçunuz ya da antrenörünüz sizi yormayı sever. Yorulmadan terlemeden olmaz başarı. Yetenekli olabilirsiniz. Yeteneğiniz sizi bazı kolay başarılara ulaştırabilir. Ancak yüksek hedefleriniz varsa terlemeniz gereir.
Bugün başlıkta geçen söz duydum birisinden. Zamanında koçumun bana söylediklerini hatırlattı. Hatta (ben voleybol oynuyorum) koç kaytarmaya çalıştığımızda daha da üstümüze gelirdi. Onun görmek istediği kendimizi zorlamamız, yırtmamızdı. Bazıları için 30 cm sıçramak başarıyken bazıları için 50 cm başarıydı. Hepimize daha fazlası için "hadi" derdi "başarabilirsin".
Hatırlıyorum da bir savunma çalışmasında harika bir top çıkarmıştım uçarak. O saniyede topu çıkardım diye bir an yerde "nasıl çıkardım ama" diye düşündğm ve yerde yatmaya devam ettim. Ama belki 1 saniye. Duyduğum ses "KAAAAAAAALLLLLLLLLLLK" idi döndüm ve kafamı kaldırdığımda koç elindeki topu kaldırmış ve suratıma smaç vurmuştu bile. O günden sonra yerde bir saniye dahi kalmadım.
İnsanlarda bir arayıştır var, kolayca başarıya ulaşmak. Elbette bazı örnekler ortalıklarda. Size onlar kolay başarıymış gibi görünüyor, ancak arkasında bir sürü sebep ve hikaye olabilir. Zamanımızı ve enerjimizi kolay başarıya harcayıp, bişi yapmıyoruz genelde. Kendinizi yırtmadan birşeyler yapabileceğimizi düşünüyoruz hep.
Devam edin diyeceğim. Bulursanız bize de haber verin :)

Hiç yorum yok: